DENİZ SUYUNDAN İÇME SUYU ELDE ETME
Dünya sularının %90’dan fazlası içerdiği aşırı tuz oranı nedeniyle doğrudan içme suyu olarak kullanılmamaktadır. Az yağış, olumsuz iklim koşulları, hızlı kentleşme ve sanayileşme nedeniyle artan içme suyu talebine yönelik olarak deniz suyundan tuzun uzaklaştırılması suretiyle içme suyu elde edilmesi teknolojisi gerekli koşulların oluşması durumunda tercih edilebilmektedir.
Deniz suyunun tuzluluğunu oluşturan belli başlı çözünmüş tuzlar sırasıyla klor, sodyum, sülfatlar, magnezyum, kalsiyum, potasyum bikarbonat ve bromdur. Bilinen tüm elementler deniz suyunda mevcuttur. İçindeki brom ve iyotların klor ile değiştirildiği bir kg sudaki toplam klor, iyot ve bromun gram olarak miktarına tuzluluk denir. Okyanuslarda tuzluluk %3.4-%3,8 arasındadır.
Ülkemizdeki denizlerin tuzluluk oranları;
Karadeniz %18, Marmara Denizi %22, Ege Denizi %38, Akdeniz %43’tür.
Deniz suyundan içme suyu elde etme günümüzde birçok yöntem ile yapılmaktadır ve bu işlemlere kısaca desanilizasyon (Tuz giderme) denmektedir. Desanilizasyon sistemlerinde uzun yıllardan beri ters osmoz kullanımı (RO) devam etmektedir.
TERS OSMOZ
Deniz suyu ters osmoz yöntemi ile ekonomik olarak tuzundan arındırılabilir. Ters osmoz filtre edilmemiş suyun basınç uygulanarak yarı geçirgen zardan (membran) geçirilerek filtreleme işlemi olarak tanımlanabilir.
Ters osmoz işlemi cihaz üzerinde bulunan membranlar sayesinde gerçekleşir. Su, yüksek basınç altında pompalanarak membranlar üzerinde bulunan 2×10 mm (0.2 mikron) çapındaki gözeneklerden geçmeye zorlanır. Bu işlem esnasında su molekülleri yarı geçirgen membranlardan geçerken suyun içerisinde çözünmüş halde bulunan organik ve inorganik maddeler tuzlar, ağır metaller, virüsler ve bakteriler geçemez. Elde edilen temiz su depoya gönderilirken diğer su denize atılır.